Kocaeli Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Mehmet Bostancı, Dünya Kuduz Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında “Dünya Sağlık Örgütü tarafından, toplumun kuduz hastalığı hakkında bilgilendirilmesi, kuduz veya kuduz şüpheli temasta ne yapılması gerektiği hakkında farkındalığın arttırılması amacıyla, ilk kuduz aşısını geliştiren Louis Pasteur’ün ölüm tarihi olan 28 Eylül, 2007 yılından itibaren her yıl Dünya Kuduz Günü olarak kutlanmaktadır.
YILDA 59 BİN KİŞİ ÖLÜYORDünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kuduz hastalığını dünyanın en ölümcül bulaşıcı hastalıklarından biri olarak kabul ediyor. Kuduz hastalığı nedeni ile her gün 160 kişi, her 10 dakikada bir 1 kişi ve yüzde 40’ı çocuk olmak üzere yılda 59 bin kişi hayatını kaybediyor. Kuduz, Carnivorlar (Etciller) basta olmak üzere bütün sıcakkanlı hayvanlarda ‘encephalomyelitis’ meydana getiren çok öldürücü viral bir enfeksiyondur” dedi.
GENELLİKLE SALYA İLE BULAŞIYORKuduz virüsünün enfekte hayvanların salyaları ile saçıldığını kaydeden Bostancı şunları söyledi: “Köpeklerde ilk klinik belirtilerin görülmesinden 5 gün öncesine kadar salyada virüs bulunur. Ayrıca idrar, süt, gaita, trakeal, balgam ve kanda virüs bulunabilir. Bulaşma genellikle virüs bakımından zengin salya vasıtasıyla, kuduz bir hayvanın başka bir hayvanı veya insanı ısırması ile olmaktadır. Enfeksiyon bazen derin ve kirli yaralara enfekte salyanın bulaşması ile de meydana gelebilmektedir. Ayrıca yarasaların yaşadığı mağaralarda hava yolu ile bulaşmanın mümkün olduğu bildirilmektedir.
BELİRTİLER 3-8 HAFTADA ÇIKIYORHastalık belirtileri, virüsün vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 3-8 hafta sonra ortaya çıkar. Bu süre, vücudun direnci ve ısırılan yerin beyne olan uzaklığına bağlı olarak değişir. Hayvanlarda hastalığın başlangıç belirtileri olarak davranış değişiklikleri ve özellikle saldırganlık görülürken daha ileri safhalarda felçler, diğer beyin iltihabı bulguları ve ölüm görülür. Ölüm özellikle solunum felci ile olur.
TÜRKİYE RİSKLİ ÜLKELER ARASINDADünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, kuduz hastalığı konusunda Türkiye en riskli ülkeler arasında bulunuyor. Köpekler, virüsün en yaygın kaynağıdır ve tüm insan kuduz ölümlerinin % 95’inden fazlasından sorumludur. Ülkemizde son zamanlarda popülasyonun ve kuduz şüpheli temas sayılarındaki artış (Yıllık 250.000-300.000 arası ) bizlere sorunun boyutunu gözler önüne sermektedir. Gerçekçi önlemler alınamaz ise birkaç yıl içerisinde gerek güvenlik gerekse de halk sağlığı sorunları ile karşı karşıya kalacağımız bir gerçektir.
MİKROÇİPSİZ HAYVAN KALMAMALIBu konuda bazı gerçekçi adımların atılması gerekmektedir. Başta sahipli evcil hayvanların mikroçip ile kayıt altına alınma süresi uzatılarak mikroçipsiz sahipli hayvan kalmamalıdır. Tüm kayıt işlemleri son bulduktan sonra sokakta bulunan mikroçipli sahipli evcil hayvan sahiplerine idari para cezaları uygulanmalıdır. Sahipsiz hayvan popülasyonunu durdurmak için senkronize bir kısırlaştırma seferberliği başlatılmalıdır.
HER BELEDİYE MÜDÜRLÜK KURMALIHer belediyede Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulmalı ve bu seferberlik ilgili Müdürlükçe koordine edilmelidir. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Veteriner Hekimleri Odası işbirliğinde kısırlaştırma seferberliği için veteriner kliniklerinden destek alınmalıdır. Son olarak hayvanların yaşam alanları sokaklar değildir, hem halk sağlığı hem de hayvan sağlığı sorunu teşkil etmektedir. Hayvanların yaş, ırk, mizaç gibi özelliklerine göre ayrı alanların olduğu doğal yaşam alanları kurulmalı ve hayvan refahı da gözetilerek hayatlarını burada ikame etmeleri sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki kuduz %99 öldürücü %100 önlenebilir zoonotik bir hastalıktır. 21. yüzyılda kuduz hastalığının olumsuz sonuçları ile karşılaşmak istenmiyor ise biz veteriner hekimlere ve bilime kulak verilmelidir.

By